İtirazın Kaldırılması ve İtirazın İptali Davası

İcra takibinde borçlu , ödeme emrine süresi içerisinde itiraz etmiş ise alacaklı bu itirazı ancak iki yola başvurarak kaldırabilir. Bunlardan birincisi İtirazın kaldırılması yolu , diğeri ise itirazın iptali davasıdır. Borçlu ödeme emrine yasal  süresi içerisinde itiraz etmiş ise alacaklı  itirazın kaldırılması için ya genel mahkemelerde itirazın iptali davası açmalı  yada icra mahkemelerinden itirazın kaldırılmasını talep etmelidir. Alacaklı bakımından itirazın kaldırılması yolu ,  itirazın iptali davasına göre daha  basit ve çabuk sonuç alabileceği  bir yoldur.

İtirazın Kaldırılması

İcra hukukunda itirazın kaldırılması esasen bir dava niteliğinde değildir. Borçlunun borcu olup olmadığının ilamsız icra prosedürü içinde tespit edilmesine yarayan bir yoldur. Burada alacaklı, alacağını yalnız İİK m.68-68/a’daki belgelerden biri ile ispat edebilir.

Bu nedenle, alacağı m.68-68/a’daki belgelerden birine dayanmayan alacaklı, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez. Bu durumda alacaklı alacağını ancak genel mahkemelerde açacağı  itirazın iptali davası ile talep edebilir.

İtirazın iptali davası açan bir alacaklı kural olarak itirazın kaldırılması yoluna başvuramaz.

  • Alacaklı tarafından açılan icra  takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede,
  • Resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye dayanıyor ise,

Alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren 6 ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden  itibaren altı ay içinde, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemezse bir daha ilamsız icra  takibinde  bulunamaz. Bu altı aylık süre hak düşürücü niteliktedir. Alacaklı, bu altı aylık süre geçtikten sonra itirazın kaldırılmasını isterse, icra mahkemesi, süre konusunu re’sen göz önünde bulunduracağından dolayı  itirazın kaldırılması talebini, esasa girmeden, süresinde talep edilmemiş olması sebebiyle reddeder.

İtirazın kaldırılması konusu İcra İflas  Kanununda;

“itirazın kesin olarak kaldırılması” ve “itirazın geçici olarak kaldırılması” olarak iki başlık altında düzenlenmiştir.

Borçlu;

  1. a) Borca itiraz ederek takibi durdurmuşsa, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kesin olarak kaldırılmasını ,
  2. b) İmzaya itiraz ederek takibi durdurmuşsa, alacaklı icra mahkemesinden itirazın geçici olarak kaldırılmasını talep edebilir.

İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASI (İKK Madde. 68)

Alacaklının, genel haciz yolu ile  başlattığı ilamsız takipte  göndermiş olduğu  ödeme emrine borçlunun borca itiraz ederek takibi durdurması halinde , elinde İİK md. 68’de belirtilmiş olan  belgelerden birisi bulunan alacaklı, icra Mahkemesi’ne başvurarak itirazın kesin olarak kaldırılmasını isteyebilir.

İcra mahkemesi, itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verirse, alacaklı, itiraz ile duran icra takibine devam ederek borçlunun mallarının haczini isteyebilir. Bunun için itirazın kesin olarak kaldırılması kararının kesinleşmesine gerek yoktur. Ancak, itirazın kaldırılması kararı kesinleşmeden haczedilen malların satışı yapılamaz .

Alacaklının, yapmış olduğu genel haciz yolu ile ilamsız takibe itiraz ederek, takibi durdurmuş olan borçlunun itirazının kesin olarak kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebilmesi için;

1 –  Alacaklı tarafından yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır.

2 – Alacaklının, ilamsız takip konusu yaptığı borç, maddi hukuk bakımından geçerli olmalı ve miktarı belirli olmalı yani; alacak miktarını tespit konusunda yargılama yapılması gerekmemelidir.

İİK. m.68,I’de öngörülen nitelikteki bir belgeye dayanılarak icra takibinde bulunmuş olan alacaklının alacağı eğer maddi hukuk bakımından geçerli değilse, örneğin bir kumar borcu, bahis borcu gibi nedenlerle  takipte bulunmuş ve borçlu bu takibe, borcun kumar borcu, bahis borcu olduğunu belirten yazılı bir belgeyle birlikte itiraz ederek takibi durdurmuşsa alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kesin olarak kaldırılmasını isteyemez. Aynı şekilde, alacaklı miktarı belli olmayan ve mahkeme tarafından yargılama sonucu miktarı belirlenebilecek veya takdir edilebilecek olan bir alacak (teminat olarak düzenlenmiş senet veya cezai şart) için takipte bulunmuşsa, borçlunun yapılan takibe itiraz edip takibi durdurması üzerine alacaklı icra mahkemesine başvurup itirazın kesin olarak kaldırılmasını isteyemez.

3 –  Borçlu yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır.

Borçlu 7 günlük süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş yada süresinden sonra itiraz etmişse, ilamsız takip kesinleşmiş olacağından ve alacaklı kesinleşen takibin devamını isteyebileceğinden alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı bulunmadığı için itirazın kaldırılmasını talep edemez.

4 – İtirazın iptali davası  açmamış olmalıdır.

Borçlunun itirazı ile, hakkında yapılan genel haciz yolu ile ilamsız takip durduktan sonra, alacaklı, mahkemeye başvurarak itirazın iptali davası açmışsa, daha sonra bundan vazgeçerek icra mahkemesinden itirazın kesin kaldırılmasını isteyemez.

5 –  Alacaklı, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde icra mahkemesine başvurmuş olmalıdır.

Yasada öngörülen bu altı aylık  süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan, başvurunun bu süre içinde yapılmış olup olmadığını, icra mahkemesi resen göz önünde bulundurur.

Alacaklı, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmazsa yeniden ilamsız takip yapamaz.

Ancak altı aylık süre geçince icra takibi düşmez. Alacaklının İİK. m.67,uyarınca itirazın tebliğinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak itirazın iptalini isteme hakkı  vardır. Eğer alacaklı itirazın tebliğinden itibaren  altı ay içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemez ve bir yıl içinde de  genel mahkemelerde itirazın iptali davası açmamış ise , artık bundan sonra aynı alacak için yeni bir ilamsız icra takibi yapamaz.

6 –  Alacaklının elinde, İİK m.68’de  sayılan, alacaklıya belgelerden biri  bulunmalıdır.

Bu belgeler ;

A –  İMZASI İKRAR EDİLMİŞ ADİ SENET

B –   İMZASI NOTERLİKÇE ONAYLANMIŞ SENET

* Düzenleme biçimindeki noter senetleri

* İmzası noterlikçe onaylı senetler

C –   RESMİ DAİRELERİN VEYA YETKİLİ MAKAMLARIN YETKİLERİ DAHİLİNDE VE USULÜNE GÖRE VERDİKLERİ BELGELER

D –  KREDİ KURUMLARI İLE İLGİLİ BELGELER (HESAP ÖZETLERİ İHTARNAMELER)

E- BORÇLUNUN RESMİ DAİRELER VEYA MEMURLAR HUZURUNDA BORÇ İKRARINDA BULUNMASI

BORÇLUNUN İTİRAZINI İSPAT ETMESİ

Alacaklının, borçludan alacaklı olduğunu İİK. 68,I’de belirtilen belgelerden biri ile icra mahkemesinde ispat etmesi üzerine, ispat yükü borçluya geçer. Borçlu itirazını ispat edemezse, icra mahkemesi itirazın kesin olarak  kaldırılmasına karar verir.

Borçlu itirazın haklı olduğunu ispat ederse, icra mahkemesi, alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verir.  Borçlu itirazını kural olarak yalnız m.68,I’deki belgelerden biri ile ispat etmekle yükümlüdür.

İTİRAZIN KALDIRILMASI USULÜ

İcra mahkemesinden itirazın kesin olarak kaldırılmasını ancak alacaklı sıfatını taşıyan kişi isteyebilir. Bu kişi, alacaklının kendisi olabileceği gibi, alacaklıdan takip konusu alacağı devralmış kişi yada alacaklının mirasçısı da olabilir.

Borçlunun icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine karşı borca itirazda bulunması üzerine; alacaklı icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine başvurarak itirazın kesin olarak kaldırılmasını isteyebilir. İcra mahkemesinin bu yetkisi kamu düzeni ile ilgilidir. Bu nedenle icra mahkemesi kendiliğinden yetkili olup olmadığını inceler.

İcra mahkemesinin itirazın kesin olarak kaldırılması isteklerini basit yargılama usulüne göre ve mutlaka duruşma yaparak inceleyeceği İİK. m. 70’de açıkça belirtilmiş olduğundan icra mahkemesi evrak üzerinde inceleme ile yetinerek karar veremez.

İcra hakimi, itirazın kaldırılması istemi üzerine, bir taraftan ilgili takip dosyasının kendisine gönderilmesini icra dairesinden isterken, diğer taraftan duruşma gününü belirterek taraflara dayandıkları kanıtları duruşma günü getirmeleri, duruşmaya gelmemeleri halinde yokluklarında karar verileceğini belirterek ihtarlı davetiye gönderir .

Taraflardan biri duruşmaya gelmezse, mahkeme onun yokluğunda gerekli kararı verir. İki tarafında mazeret bildirmeden duruşmaya gelmemesi halinde icra mahkemesince; duruşmaya gelmeyen taraflar yokluklarında karar verilmesini istemiş dahi olsalar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

İcra mahkemesi, alacaklı tarafından verilen dilekçede açıkça itirazın kesin olarak kaldırılması istenmeyip itirazın iptalini yada icra takibinin devamına karar verilmesi istenmiş dahi olsa, yine bu isteği itirazın kesin olarak kaldırılması isteği olarak kabul edip incelemelidir.

Ayrıca belirtelim ki; alacaklı daha önce takip talebi ile birlikte takip dayanağa senet aslını icra dairesine vermemişse, itirazın kaldırılmasını isterken veya en geç ilk duruşmada senet aslını vermesi gerekir. Bu durumda, ilk kez duruşmada senet aslını gören borçlu senet altındaki imzasını inkar ederse, icra mahkemesinin imza inkarını incelemesi gerekir. Fakat , alacaklı takip talebinde alacağın senede dayandığını bildirmemiş ve icra dairesine hiçbir belge vermemişse, borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi üzerine, alacaklı takip talebinde göstermediği ve icra dairesine vermediği bir belgeye dayanarak icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez.

İtirazın kaldırılması istemi, icra mahkemesince sadece borçlunun itiraz ettiği kısma ilişkin olarak incelenip karara bağlanır. Bu nedenle, eğer borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip, itirazını sadece ödeme olgusuna dayandırırsa, icra mahkemesince, alacaklının dayandığı belgenin 68,I’de belirtilen belgelerden olup olmadığının araştırılmasına gerek kalmaz. İcra mahkemesindeki önceki davada, takip dayanağı belge altındaki imzasını kabul eden borçlu, daha sonra aynı belge ile ilgili olarak açılan ikinci davada, imzasını inkar edemez. Borçlu, takip konusu borç hakkında olumsuz tespit davası açmış ve bu dava reddedilmişse, icra mahkemesinin, red kararının kesinleşmesini beklemeden itirazın kaldırılmasına kara vermesi gerekir. İcra mahkemesi, açılan olumsuz tespit davasının sonucunu bekletici mesele yapamaz.

İTİRAZIN KALDIRILMASI TALEBİNİN REDDİ KARARI

İcra mahkemesi itirazın kesin olarak kaldırılması duruşması sonucunda, borçluyu haklı bulursa;

İtirazın kaldırılması talebinin reddine karar verir. Bu karar yerine takibin iptaline karar veremez. Borçlu tarafından ayrıca ilk oturumda sözlü veya yazılı olarak talep etmiş olması ve itirazın kaldırılması talebi esasa ilişkin nedenlerle reddedilmiş ise itiraza uğrayan borcun yüzde yirmisinden az olmamak üzere tazminata hükmeder.

İcra mahkemesinin verdiği itirazın kaldırılması isteğinin reddi kararı sadece o takip bakımından tarafları bağlar ve takip hukuku bakımından kesin hüküm sayılır. Bu kararla, icra takibi sona erer ve alacaklı bir daha aynı alacak için, yeni bir ilamsız takip yapamaz. Fakat, bu karar, maddi hukuk bakımından kesin hüküm sayılmadığından, alacaklı aynı alacak için genel mahkemede bir itirazın iptali davası veya alacak davası açabilir.

 

İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASI KARARI

İcra mahkemesi, itirazın kesin olarak kaldırılması davası sonucunda, alacaklıyı haklı bulursa;

İtirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verir. Bu karar yerine davanın kabulüne şeklinde karar veremez. İtirazın kaldırılması dilekçesinde ayrıca talep edilmişse ve itirazın kaldırılması talebi esasa ilişkin nedenlerle kabul edilmişse; borçlu aleyhine, haksız olarak itiraz ettiği alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmeder.

Alacaklı, itirazın kesin olarak kaldırılmasına ilişkin icra mahkemesi kararını, bu karar borçlu tarafından temyiz edilmiş olması nedeniyle kesinleşmemiş dahi olsa, icra dosyasına koyarak haciz isteminde bulunabilir. Ancak, bu karar kesinleşmeden, haciz ettirdiği malların satışını isteyemez.

İcra mahkemesini itirazın kesin olarak kaldırılması kararı sadece o ilamsız takip bakımından kesin hüküm teşkil eder. Fakat bu karar, maddi hukuk bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Bu nedenle, itirazı kesin olarak kaldırılan borçlu, bu karar kesinleşmiş dahi olsa, genel mahkemede, takip konusu borcu ödemeden menfi tespit davası ve borcu ödedikten sonra da istirdat davası açabilir.

İtirazın kesin olarak kaldırılması kararı, alacaklı tarafından ilgili takip dosyasına ibraz edilerek uygulanır ve borçluya aynı dosya üzerinden asıl alacak ve eklentileri için ayrıca icra emri gönderilmez. Sadece bu kararda yazılı yargımla giderleri tazminat için icra emri gönderilmesi gerekir.

İTİRAZIN GEÇİCİ OLARAK KALDIRILMASI KARARI

İtirazın geçici olarak kaldırılması, adi senede dayanan icra takiplerinde, senet altındaki imzanın borçlu tarafından inkâr edilmesi durumunda  söz konusu olur.

I-Takip konusu âdi yani, imzası noterlikçe onaylanmamış olan- senet altındaki imzanın inkârı halinde, alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın geçici olarak kaldırılması talebinde  bulunabileceği gibi, genel  mahkemelere başvurarak itirazın iptali davası veya eda davası da  açabilir.

İİK. mad. 68/a uyarınca itirazın geçici olarak kaldırılması talebinde  bulunulabilmesi için;

1 – Takip konusu senet koşulsuz şartsız  bir para borcu kabulünü içermelidir.

2 – Takip dayanağı belge (senet); noterlikçe onaylı veya re’sen -düzenleme biçiminde olmamalı ya da resmi dairelerin veya yetkili makamların verdikleri bir belge niteliğinde bulunmamalıdır.

3 – Borçlu, alacaklının takip konusu yaptığı âdi belge (senet) altındaki imzasını ödeme emrine itiraz ederken, ayrıca ve açıkça inkâr etmiş olmalıdır.

Alacaklının, icra mahkemesine başvurarak itirazın geçici olarak kaldırılması talebinde  bulunabilmesi için, borçlunun imza itirazının (inkârının)geçerli bir itiraz niteliğini taşıması gerekir. Borçlunun imza itirazı geçersiz ise örneğin; itiraz, süresinden sonra yapılmışsa veya icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılmışsa, ya da  itiraz yetkisiz icra dairesine yapılmışsa itiraza konu ödeme emri icra mahkemesi tarafından iptal edilmişse icra mahkemesi itirazın geçici olarak kaldırılması talebinin reddine  karar verir.

Alacaklı icra mahkemesinden itirazın geçici olarak kaldırılmasnı, itirazın kendisine tebliğ  edildiği tarihten  itibaren altı ay içinde  isteyebilir .

Bu altı aylık süre kamu düzeni ile ilgili ve hak düşürücü süre olduğundan, icra mahkemesi tarafından resen  araştırılır. Alacaklının yaptığı başvurunun yasada öngörülen bu altı aylık süreden sonra olduğu icra mahkemesi tarafından tespit edilirse , başkaca bir hususu araştırmaya gerek kalmadan , süresi içinde yapılmayan  talebin  reddi gerekir.

İcra takibine yönelik «itirazın kaldırılması» istekleri, asıl takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince çözümleneceğinden, icra mahkemesinin bu yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, alacaklının, icra takibinin yapıldığı yerdeki icra mahkemesine başvurarak, itirazın geçici olarak kaldırılmasını talep etmesi  gerekir.

İcra mahkemesi, alacaklının itirazın geçici olarak kaldırılması talebini , duruşma yaparak inceler. Yani bu konuda sadece evrak üzerinde inceleme yaparak karar veremez.

İcra mahkemesi, itirazın geçici olarak kaldırılması talebi  üzerine, tarafları en kısa zamanda duruşmaya çağırır . Vekille takip edilen işlerde, tebligat vekile yapılacağından  duruşma davetiyelerinin tarafların vekillerine gönderilmesi gerekir.

Bu nedenle; itirazın geçici olarak kaldırılması talebi , alacaklı vekili tarafından yapılmışsa, duruşma davetiyesinin alacaklının kendisine değil, vekiline gönderilmesi gerekir. Aynı şekilde, borçlu vekili tarafından imza inkarında bulunmuşsa, icra mahkemesi tarafından, duruşma davetiyesinin, borçlunun vekiline gönderilmesi zorunludur.

İmza inkârında bulunmuş olan borçlu ancak mazeretini daha önce bildirip belgelendirmek suretiyle icra mahkemesindeki ilk duruşmada bulunmayabilir.

Borçlu, vekili vasıtasıyla imza inkârında bulunmuş olsa dahi, duruşma davetiyesinin borçlunun kendisine gönderilmesi gerektiği gibi  duruşma davetiyesi ayrıca  borçlunun vekiline de gönderilmiş olsa, yine icra mahkemesindeki ilk duruşmada bizzat bulunmak zorundadır.

Borçlu, icra mahkemesindeki ilk duruşmada hazır bulunmazsa, icra mahkemesi başka bir inceleme yapmaksızın, sadece bu nedenle itirazın geçici olarak kaldırılmasına karar verir.

Borçlu, vekili vasıtasıyla imza inkârında bulunduğu halde, duruşma davetiyesi sadece borçluya gönderilip, vekiline ayrıca davetiye gönderilmemişse, borçlunun ilk duruşmada hazır bulunmaması halinde, sadece bu nedenle itirazın geçici olarak kaldırılmasına karar verilir ve borçlunun vekiline de ayrıca duruşma davetiyesi gönderilmemiş olması yani yapılan bu usul hatası  sonucu değiştirmez.

Eğer, borçlu ödeme emrini takibin yapıldığı icra dairesinin yetki çevresi dışında almışsa İcra Mahkemesindeki ilk duruşmada bizzat hazır bulunmak zorunda değildir . Borçlu vekilinin de imza inkarında bulunmuş olan müvekkilini icra mahkemesindeki duruşmada hazır bulundurma zorunluluğu yoktur. Borçlu bu ilk duruşmaya sadece vekilini de gönderebilir.

Eğer, ilk duruşmada ne borçlunun kendisi ve ne de borçlunun vekili hazır bulunmazsa, icra mahkemesi, borçlunun dinlenmesi için, bulunduğu (oturduğu) yerdeki icra mahkemesine talimat gönderir yani oradaki icra mahkemesini istinabe eder. Böyle bir durumda, icra mahkemesi, borçlunun itirazına (zorla duruşmaya getirilmesine) karar veremez. Bu talimat üzerine, istinabe olunan icra mahkemesi -borçlunun vekiline değil, borçlunun kendisine İİK. mad. 68/V’e uygun içerikli ihtarı içeren bir duruşma davetiyesi gönderir.

Takibin yapıldığı icra dairesinin yetki çevresinde bulunan borçlu, istinabe olunan icra mahkemesine gidebileceği gibi, doğrudan doğruya itirazın kaldırılması için başvurulan icra mahkemesine de gidebilir. Borçlu, ilk oturumda imza inkarını geri alırsa yani inkar ettiği imzayı kabul ederse, icra mahkemesince inkar tazminatı ve para cezası ile yargılama giderlerine  hükmedilmeksizin, itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verilir.

İstinabe olunan icra mahkemesinin gönderdiği ihtarlı duruşma davetiyesini alan borçlunun, belirtilen gün ve saatte duruşmada hazır bulunması gerekir. Aksi takdirde sırf bu nedenle «itirazın geçici olarak kaldırılmasına» karar verilir .

İcra mahkemesindeki duruşmada, borçludan farklı olarak, alacaklının kendisinin bulunma zorunluluğu yoktur. Alacaklı yerine vekilinin duruşmada bulunması yeterlidir. İcra mahkemesindeki ilk duruşmaya ya da; sonraki duruşmalardan herhangi birisine alacaklı yada vekili gitmezse; eğer borçlu (veya vekili) de duruşmada hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da duruşmaya devam edilmesini istemezse, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Eğer borçlu (veya vekili) duruşmaya devam edilmesini isterse, icra mahkemesi, alacaklının (ya da vekilinin) yokluğunda incelemesine devam eder.

Borçlunun itirazın geçici olarak kaldırılmasına  karar vermek için başvurulan icra mahkemesindeki veya istinabe olunan icra mahkemesindeki ilk duruşmaya gelmesi halinde  iki durum meydana gelir.

Borçlu, geldiği ilk duruşmada, hakime imza itirazında bulunduğunu tekrar bildirir. Borçlunun, imza itirazında ısrar etmesi durumunda , icra mahkemesi alacaklının itirazın geçici olarak kaldırılması  istemini incelemeye başlar. Bunun için  iki taraftan da onay alır ve aşağıda belirttiğimiz sıralamaya göre inceleme yapar.

  • İcra mahkemesi öncelikle yetki incelemesi yapar. Yani kendi yargı çevresindeki bir icra dairesinde yapılmış olan takibe, borçlunun yaptığı itirazın kaldırılmasının, alacaklı tarafından istenmiş olup olmadığını inceler.
  • Daha sonra; borçlunun itirazının kendisine (vekiline) tebliğinden itibaren altı ay içinde yani yasal süresi içinde başvuruda bulunmuş olup olmadığını inceler.
  • Bu incelemeden sonra; borçlunun icra dairesine geçerli bir şekilde imza inkârında bulunup bulunmadığını araştırır.
  • Bu araştırmanın olumsuz şekilde sonuçlanması durumunda , icra mahkemesi başkaca bir inceleme yapmaksızın itirazın geçici kaldırılması isteminin reddine karar verir.
  • Bu araştırmanın olumlu şekilde sonuçlanması halinde ise, icra mahkemesi, önce imzaya itiraz sırasında borçlu tarafından eğer bildirilmişse bu itiraz ile çelişki halinde bulunmayan yetki veya derdestlik gibi alacağın esasına ilişkin olmayan itirazlar ile zamanaşımı ya da borcun muaccel olmadığı gibi alacağın esasına ilişkin itirazları inceler. İcra mahkemesi bu itirazları yerinde görürse, hiç imza incelemesine geçmeden itirazın geçici olarak kaldırılması isteminin reddine karar verir.
  • Eğer borçlu sadece imza inkârında bulunmayıp ayrıca imzaya itiraz ile çelişme halinde bulunmayan “zamanaşımı”, “borcun muaccel olmadığı” gibi alacağın esasına ilişkin itirazlarda bulunmuşsa, Mahkeme tarafından bunların yerinde olup olmadığı araştırılır. Bu itirazları yerinde görürse “itirazın geçici olarak kaldırılması isteminin reddine” karar verir. Eğer, bu itirazları yerinde görmezse veya borçlu başka itiraz sebepleri ileri sürmemişse, icra mahkemesi hemen imza incelemesine geçer.

İmza incelemesi; borçlunun inkâr ettiği âdi senetteki imza ile, borçluya ait olduğu kesin olarak bilinen başka bir imzanın karşılaştırılması suretiyle yapılır.

İcra ve İflâs Kanunu’nda imza incelemesinin hangi sırayla yapılacağı belirtilmiştir.

Öncelikle, borçlunun uygulamaya elverişli imzasının bulunup bulunmadığı araştırılır ve eğer böyle bir imza varsa, bu imza ile inkâr edilmiş olan imza karşılaştırılır.

Elverişli  imzaya örnek olarak ; noterde düzenlenmiş olan vekaletname altındaki imza , borçlunun itiraz dilekçesi altındaki imza , evlilik defterindeki imza, mahkeme huzurunda taraf, tanık, bilirkişi sıfatıyla  atılmış olan imzalar gösterilebilir.

Yapılan  bu imza karşılaştırması sonucunda;

a-)  İcra mahkemesi, inkâr edilen imzanın borçluya ait olduğu kanısına varırsa, itirazın geçici olarak kaldırılmasına karar verir.

b-) İcra mahkemesi, inkâr edilen imzanın borçluya ait olmadığı kanısına varırsa; itirazın geçici olarak kaldırılması isteminin reddine karar verir.

 

İtirazın İptali Davası

İcra Hukukunda itirazın iptali davası İcra İflas Kanunu’nun 67. Maddesinde düzenlenmiştir.

İİK Madde 67 ’ Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.’’

‘’ Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.’’

İtirazın iptali davasının  konusu, icra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım oluşturmaktadır. İtirazın iptali davası, alacaklı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır.

İtirazın İptali Davasında Hak Düşürücü Süre

Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptali davasını açmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir. Dolayısıyla  mahkeme tarafından  re’sen dikkate alınır. Bu anlamda 1 yıllık süre dolduktan sonra açılan itirazın iptali davası süresinde açılmaması nedeniyle reddedilir.

İtirazın İptali Davasında İcra İnkar Tazminatı

İtirazın iptali davasının reddine karar veren mahkeme, alacaklının kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptal davası açtığı kanısına varır ise alacaklıyı, borçluya bir tazminat ödemeye mahkum edecektir.

Bu tazminat reddolunan alacak miktarının, %20’sinden aşağı olamaz. Ancak  mahkeme tarafından borçlu lehine icra inkar tazminatına  hükmedebilmesi için borçlunun tazminat talebinde bulunmuş olması gerekmektedir.

Mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için,

  • Usulüne uygun geçerli bir icra takibi yapılmış olmalıdır.
  • Borçlu süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır.
  • Süresi içinde açılan bir itirazın iptali davası bulunmalıdır.
  • Alacaklı tarafından İcra inkar tazminatı talebinde bulunulmalıdır.
  • Mahkeme tarafından  borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.

 

İtirazın İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

İtirazın iptali davasında görevli mahkeme , itiraz edilen alacağın türü ile ilişkilidir. Örneğin alacaklı tarafından, borçlunun itirazının iptali talep edilen alacak ticari bir işten kaynaklanıyorsa Ticaret Mahkemeleri, işçi alacağı ise İş Mahkemeleri  itirazın iptali davasında görevli mahkeme olacaktır.

İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca belirlenir. Bu anlamda yetkili mahkeme, borçlunun yerleşim yeri, şayet alacak bir sözleşmeden doğuyor ise sözleşme konusu edimin ifa edileceği yer mahkemesi, yada yetki sözleşmesi var ise sözleşmede belirlenen yer mahkemesi yetkili mahkeme olacaktır.

 

 

 

İtirazın İptali Davasının Sonuçları

İtirazın iptali davası neticesinde mahkeme tarafından , davanın reddine  yada kabulüne  karar verilir.

Davanın Reddine karar verilmesi ;

Mahkeme tarafından , alacaklının takip konusu yaptığı alacağının mevcut olmadığı sonucuna varır ise, itirazın iptali davasının reddine karar verir. Bu ret kararının kesinleşmesi ile, alacaklı tarafından başlatılmış bulunan  ve borçlunun itirazı ile duran icra takibi iptal edilmiş sayılır. Alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davası reddedilirse, takip konusu alacağın mevcut olmadığı mahkeme hükmü ile kesin olacağından dolayı, alacaklı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamaz.

Davanın Kabulüne karar verilmesi ;

Mahkeme tarafından itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmesi durumunda ,  borçlunun itirazının iptaline karar verilir ve borçlunun borcunu ödemesine  karar verilir.

Ayrıca mahkeme borçluyu yargılama giderleri ve vekalet ücreti ödemeye de mahkum eder. Şayet itirazın iptali davası kabul edilirse, itiraz ile durmuş olan icra takibine devam olunur ve borçluda icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilir. Borçlunun inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için, onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması kural olarak şart değildir.