Hukukumuzda ve özellikle iş hayatında en çok karşılaşılan şirket türleri anonim ve limited şirketlerdir. Bu şirket türlerinin bu denli tercih edilmesi sebebiyle bahsi geçen şirketlere kısaca değinerek aralarındaki farkları açıklayacağız.

 

ANONİM ŞİRKETLER

 

Anonim şirket TTK’da sermaye şirketleri arasında düzenlenmiştir. Bu şirket türü özellikle belli bir miktar sermaye ile kurulması, birden çok küçük çaplı sermayenin bir araya gelerek büyük büyük sermaye oluşturması ve ortakların daha sınırlı bir sorumluluğa sahip olması sebebiyle tercih edilmektedir. Özellikle bu küçük sermayelerin birleşerek büyük sermayeli anonim şirketlere dönüşmesi ile yeni iş imkanları ortaya çıkar ve istihdam sağlar. Bu yönüyle de ülke ekonomisine katkı sağlar.

Kanuni tanımına bakarsak anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan bir şirket türüdür. Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur (TTK m. 329). Bu şirketlerin tüzel kişiliği vardır. Şirket sermayelerinin artırılması ya da azaltılması TTK’ya göre mümkündür. Bu şirketler TTK m. 331’de belirtildiği gibi kanunen yasaklanmamış her türlü ekonomik amaç ve konular için kurulabilirler.

Anonim şirketlerin kurulabilmesi için öncelikle sermaye gereklidir. Bu sermaye de TTK m. 332’ye göre tamamı esas sözleşmede taahhüt edilmiş bulunan sermayeyi ifade eden esas sermaye elli bin Türk Lirasından ve sermayenin artırılmasında yönetim kuruluna tanınmış yetki tavanını gösteren kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç sermayesi yüz bin Türk Lirasından aşağı olamaz.

Kanunda anonim şirketlere ilişkin olarak genel kurul ve yönetim kurulu olmak üzere iki zorunlu organ belirtilmiştir. Bu organlar arasında bir ast-üst ilişkisi mevcut değildir. Eski TTK’da ayrıca denetim organı da zorunluyken yeni kanunla bu zorunluluk kaldırılmıştır.

Kuruluşlarını incelediğimizde ise öncelikle Gümrük ve Ticaret Bakanlığının izninin gerekliği kanunda bahsedilmiştir. Daha sonra ise TTK 335. maddeye göre, şirket kurucularının sermayenin tamamını şartsız ödemeyi taahhüt ettikleri ve imzalarının noterce onaylandığı veya ticaret sicil müdürü ya da yardımcısının huzurunda imzalandığı esas sözleşmede anonim şirket kurma iradesinin açıklanmasıyla şirket kurulur. Kanun maddesinde de görüldüğü üzere anonim şirket kurulmasında en önemli unsurlardan biri esas sözleşmedir. Esas sözleşme anonim şirket için bir nevi örtülü anayasa sayıldığından düzenlenmesi sırasında uzmanlarından hukuki yardım almak yararlı olacaktır.

Son olarak, anonim şirketlerde kamu borçlarından pay sahiplerinin sorumlu olmadığını ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun mükerrer 35. maddeye göre kanuni temsilci sıfatı bulunan yönetim kurulu üyelerinin kamu borçlarından sorumlu olduğunu belirtelim.

 

LİMİTED ŞİRKETLER

 

Kanuni tanımına göre limited şirketler, bir veya birden fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulan, esas sermayesi belirli olan ve esas sermayenin payların toplamından oluştuğu bir sermaye şirketlerdir.

Limited şirketlerde 6102 sayılı TTK ile yeni bir düzenlemeye gidilmiştir. Limited şirketlerde esas sermaye payları belli gruplara ayrılabilir, gruplara ayrıcalık tanınabilir.  Yönetim ve temsil organı olarak seçilmiş müdürü veya müdürler kurulu başkanı bulunur. Müdürler kurulu bir nevi yönetim kurulu gibi çalışır. Yine bu şirket türünde intifa senedi çıkarmak mümkündür. Sınırlı sorumlu bir ortaklık çeşidi olduğunu da belirtmek gerekir.

TTK’da da belirtildiği gibi limited şirketler kanunen yasak olmayan her türlü amaç için kurulabilir. En az bir en fazla elli ortakla kurulan bu şirketlerde en az sermaye tutarı on bin TL’dir.

Sözleşmeyle kurulan bu şirket için ayrıca şekil şartı düzenlenmiştir. Şirket sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kurucular tarafından ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personelin huzurunda imzalanması şarttır.

TTK’ya göre limited şirketin genel kurul ve müdür olmak üzere iki zorunlu organı vardır. Anonim şirketlerde olduğu gibi burada da denetim organı zorunlu kılınmamıştır. Müdür ya da müdürler kurulu yönetim organıdır. Bu iki organ arasında hiyerarşi yoktur. Birbirlerinin görevlerini devralmaları ya da devretmeleri mümkün değildir.

Limited şirket ortakları, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 35. maddesine göre limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludurlar. Ortakları bu vergi borçlarından sermaye hissesiyle orantılı olarak sorumludur. Örneklendirmek gerekirse bir limited şirketin %25 lik bir hissesine sahip ortak amme alacağından doğan borçtan da %25 oranında sorumludur. Şirket ortaklarının hepsinin müdür olması durumunda ise sermaye hissesi oranında sorumluluktan söz etmek mümkün değildir. Bu durumda ise ortak ve müdür sıfatını haiz olanlar hakkında 6183 sayılı kanunun mükerrer 35. maddesine göre takip yapılacak limited şirketin vergi borcunun tamamından sorumluluk söz konusu olacaktır. Ortaklık payının devri durumunda ise sorumluluk sadece ortak olunan dönemle sınırlıdır.

 

İKİ ŞİRKET TÜRÜ ARASINDAKİ FARKLAR

 

Öncelikli olarak kurulum olarak bakıldığında iki şirket de bir kişi ile kurulabilir. Ancak anonim şirketlerde bir üst sınır yoktur. Limited şirketler ise elli kişiden fazla olamaz.

Bir diğer fark ise şirkete daha sonra kaynak yaratma konusudur. Anonim şirketlerde özellikle halka açılarak yeni kaynak yaratma gibi imkanlar söz konusuyken limited şirketlerde maalesef bu mümkün değildir.

En önemli farklardan birisi de şirket borçlarından sorumluluktur. Anonim şirketlerde sermaye borcunu yerine getiren ortağın borçlardan sorumluluğu yoktur. Limited şirketlerde de kural böyledir. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi kamu borçlarından dolayı ortakların hisseleri oranında sorumluluğu söz konusudur.

Anonim şirketler ayrıca payı temsil eden kıymetli evrak çıkarabilirler. Limited şirketler payı temsil eden belge düzenleyebilseler de bu belge kıymetli evrak vasfını haiz değildir.

Bu şirket türlerinin pay devirleri de birbirinden farklıdır. Anonim şirketlerin pay devri kolayca gerçekleştirilebilir. Devrin noterden yapılması ve ticaret siciline tescil mecburiyeti yoktur. Hamiline yazılı olarak düzenlenen pay senetleri teslim ile devredilmiş olur. Ancak limited şirketlerde pay senedinin satışı için genel kurul kararı gereklidir. Satış noterden yapılarak ticaret siciline de tescil edilmelidir. Devir konusunda anonim şirketlerin daha kolay ve pratik olduğu söylenebilir. Özellikle anonim şirketlerin işlevine ve iş dünyasındaki yerine bakıldığında böyle bir kolaylığın sağlandığı söylenebilir. Zira bu kolaylık şirket hissesi satışı sonrası elde edilen gelirin vergilendirilmesinde de görülür. Anonim şirket hissesinin iki yıl geçtikten sonra satılması durumunda elde edilen kazanç vergiye tabi tutulmamaktadır. Ancak limited şirketlerde böyle bir durum söz konusu değildir. Elde edilen gelir vergilendirilmektedir.

Son olarak sermayesi iki yüz elli bin TL ve üstünde olan anonim şirketler için bir avukatla danışmanlık anlaşması yapma zorunluluğu getirilmiştir. Oysa limited şirketlerde böyle bir zorunluluk yoktur.

Görüldüğü gibi iki şirket türünün de belli başlı bazı avantajları ve dezavantajları vardır. Burada önemli olan husus, şirketin hangi amaçla ve ne gibi hedeflerle kurulduğudur. Yürütmek istediğiniz faaliyete göre ihtiyacınız olan şirket tipi değişiklik gösterebilir. Bu sebeple, birçok değişkenin etken olduğu faaliyete ve amaca göre şirket belirleme noktasında konunun uzmanı olan hukuk ekiplerinde yardım ve danışmanlık almak profesyonel iş hayatında özellikle uzun vadede yararınıza olacaktır.