15. Hukuk Dairesi 2019/3674 E. , 2020/2487 K.
“İçtihat Metni”
Mahkemesi :… Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş, duruşma talebi kabul edilerek 15.09.2020 tarihinde yapılan duruşmaya davacı asil ve vekili Avukat … geldi. Davalılar vekili gelmedi. Fer’i müdahil asil … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup, tapu iptâli ve tescil, mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine dair verilen kararına karşı davacı ile davalılardan … tarafından yapılan istinaf başvurusu … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nce esastan reddedilmiş, verilen karar davacı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.21.01.2015 tarihli adi yazılı gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi arsa sahipleri ile davacı yüklenici ile fer’i müdahil olarak davaya katılan diğer yüklenici … arasında imzalanmıştır. İddia ve dosya kapsamından davacı ile fer’i müdahil arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmayıp adi ortaklar arasında elbirliği ile mülkiyet söz konusu olduğundan adi ortakların sözleşmeye dayalı tapu iptâl ve tescil ya da alacak isteminde bulunabilmeleri için birlikte dava açmaları zorunludur.
Yargıtay İçtihatları ve Dairemiz uygulamalarında adi ortaklardan bir veya birkaçı tarafından dava açılması ve zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle birlikte dava açmaları gereken hallerde diğer ortakların davaya muvafakatinin sağlanması, muvafakatın temin edilememesi halinde taraf teşkili bakımından muvafakat vermeyen diğer ortak ya da ortaklar aleyhine asıl dava ile birleştirilmek üzere dava açtırılıp açılacak dava birleştirilip taraf teşkili sağlandıktan sonra için esasının incelenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Dairemizin 16.06.2016 gün 2016/1366 Esas, 2016/3472 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi bunun nedeni Anayasa’nın hak arama özgürlüğünü düzenleyen hukuk ve adaleti sağlamaya yönelik temel hukuk ilkeleri yönünden bir zorunluluk olmasıdır. Somut olayda olduğu gibi muvafakat vermeyen adi ortak aleyhine asıl dava ile birleştirilmek üzere, dava açılması için imkan tanımaksızın davanın reddi gerektiğinin kabulü, adi ortaklarda bir kısmının hak arama özgürlüğünün diğer bazı ortakların inisiyatifine bırakılması, ortaklığın ve bu kapsamda ortaklardan bir kısmının haklarının hukuk önünde korunamayarak uyuşmazlığın çözümsüz ve ortada bırakabileceği anlamına gelir ki bu hal hukukun adaleti sağlama amacıyla bağdaşmaz. Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince adi ortaklığı oluşturan ortaklardan … davacının açtığı davaya muvafakat etmediğinden, davacıya diğer adi ortak … hakkında eldeki dava ile birleştirmek üzere dava açmak için süre verilip açılacak dava birleştirilip taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasının incelenip sözleşmenin adi yazılı düzenlenmiş olması tapu devri yapılmak ya da inşaatın geldiği seviye itibariyle geçersizliğini ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığı ve arsa sahiplerinin fer’i müdahil ile imzaladıkları inşaat sözleşmesi incelenip değerlendirilerek işin esası ile ilgili sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davanın usulden reddi doğru olmamış kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vakâlet ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 21.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.