T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2019/1088

K. 2019/15951

T. 16.9.2019

ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacının iş sözleşmesinin “şirketimizin boyahane bölümünde sürdürmekte olduğunuz görevinize; İş Kanunu’nun 25/I ve 25/II maddelerinde belirtilen işçinin kastından dolayı sürekli rapor alarak işverenin iyiniyetini suistimal ettiğiniz ve ödevli olduğunuz görevinizi yerine getirmediğiniz” gerekçesiyle davalı tarafından feshedildiği görülmüştür.

Dosya içeriği ve istirahat raporlarına göre, davacının davalı işyerinde 03/01/2014-15/08/2016 tarihleri arasında çalıştığı, bu süre zarfında çok sık istirahat raporu aldığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren her ne kadar çok sık alınan istirahat raporlarını hakkın suistimali kabul ederek haklı nedenle fesih yoluna gitmişse de, Yasanın gerekçesinde de açıklandığı üzere sık sık rapor alma şeklindeki davranışlar haklı neden niteliğinde olmayan ancak geçerli sebep oluşturabilecek hallerdir. İşçinin bu davranışının iş akışını bozacağı açık olup, işverenden buna katlanması beklenemez. Davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı, ancak sık sık rahatsızlanarak rapor alan davacının davranışının fesih için geçerli sebep oluşturduğu anlaşıldığından davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi’nin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi’nin karar gerekçesindeki hatanın düzeltilerek, davacının davasının kabulüne, işverence yapılan feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar vermiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : A- ) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının 03.01.2014 tarihinden 15.08.2016 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın sona erdirildiğini iddia ederek feshin geçersizliğinin tespitini, müvekkilin işe iadesini ve yasal sonuçlarına hükmedilmesini istemiştir.

B- ) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının iş akdine haklı sebeple son verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

C- ) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak davacıya gönderilen fesih ihbarnamesinden “işçinin kastından dolayı sürekli rapor alarak işverenin iyi niyetini suistimal etmeniz ve ödevli olduğunuz görevi yerine getirmediğiniz…” denilmek suretiyle iş akdinin feshedildiği ancak fesih ihbarnamesinde daha fazla bilgi verilmediği gibi dosyaya sunulan belgelerde ve cevap dilekçesinde de davacının hangi tarihlerde rapor aldığı hususunun açıklanmadığı ve ödevli olduğu hangi görevleri ne zaman yapmadığına dair açıklama yapılmadığı ve belge sunulmadığı, davalı tarafın tüm bu iddiaları yönünden delil de sunmadığı, davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca feshettiği, ancak yukarıda belirtilen yasal ve hukuksal gerekçelere göre fesih bildirimini yazılı yapılmakla birlikte açıklanan yönlere uygun unsurları taşımadığı ve delil sunulmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Ç ) İstinaf Başvurusu:

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

D- ) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

Bölge adliye mahkemesince, davalı işverenin, davacının aldığını iddia ettiği raporları hangi tarihlerde aldığını açıklamadığı gibi bu raporları dosyaya sunmadığı ve ayrıca ödevli olduğu görevleri yerine getirmediğine dair davacı hakkında tutulmuş herhangi bir tutanağı da dosyaya sunmadığı, böylelikle ispat külfeti üzerinde olan davalı işverenin davacının iş akdinin haklı sebeple feshedildiğini ispatlayamadığı, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, her ne kadar ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında davacının iş akdinin 4857 Sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca feshedildiği, fesih bildiriminin yazılı yapılması ve fesih sebeplerinin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi gerektiği tespitinde bulunulmuşsa da dosya kapsamında bulunan yazılı fesih bildirimi içeriğinde de açıkça belirtildiği üzere davacının iş akdinin 4857 Sayılı Kanun’un 25. maddesi uyarınca işverenin haklı sebeple derhal feshi hukuksal nedenine dayalı olarak feshedildiği, 4857 Sayılı Kanun’un 25. maddesi uyarınca yapılan fesihlerde yazılı fesih bildirimi şartının aranmadığı, İlk Derece Mahkemesince kararının gerekçesinde hata edildiği, bu husus yönünden davalı vekilinin istinafının yerinde olduğu, sair istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.

E- ) Temyiz Başvurusu:

Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını davalı vekili temyiz etmiştir.

F- ) Gerekçe:

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler İş Kanunu’nun 25. maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir.

İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.

İş Kanunu’nun gerekçesinde hangi hallerin işçinin yetersizliği nedeniyle geçerli fesih hakkı bahşedeceği örnek kabilinden sayılmış olup bunlardan biri de sık sık hastalanarak rapor almadır. Sık sık rapor alma halinde, işveren aralıklı da olsa işçinin iş görme ediminden faydalanamayacaktır. Sık sık hastalanan ve rapor alan işçinin, bu nedenle devamsızlığının işyerinde olumsuzluklara yol açacağı açık bir olgudur. İş Kanunu’nun gerekçesinde sık sık hastalanmanın yeterlilikten kaynaklanan neden olarak örnek kabilinden sayılması, işyerinde olumsuzluklara yol açtığının kabul edilmesindendir.

Davacının iş sözleşmesinin “şirketimizin boyahane bölümünde sürdürmekte olduğunuz görevinize; İş Kanunu’nun 25/I ve 25/II maddelerinde belirtilen işçinin kastından dolayı sürekli rapor alarak işverenin iyiniyetini suistimal ettiğiniz ve ödevli olduğunuz görevinizi yerine getirmediğiniz” gerekçesiyle davalı tarafından feshedildiği görülmüştür.

Dosya içeriği ve istirahat raporlarına göre, davacının davalı işyerinde 03/01/2014-15/08/2016 tarihleri arasında çalıştığı, bu süre zarfında çok sık istirahat raporu aldığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren her ne kadar çok sık alınan istirahat raporlarını hakkın suistimali kabul ederek haklı nedenle fesih yoluna gitmişse de, Yasanın gerekçesinde de açıklandığı üzere sık sık rapor alma şeklindeki davranışlar haklı neden niteliğinde olmayan ancak geçerli sebep oluşturabilecek hallerdir. İşçinin bu davranışının iş akışını bozacağı açık olup, işverenden buna katlanması beklenemez. Davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı, ancak sık sık rahatsızlanarak rapor alan davacının davranışının fesih için geçerli sebep oluşturduğu anlaşıldığından davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 20/3 maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nun 373/2 maddeleri uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;

1- )Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesi’nin temyiz edilen kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2- )Davanın REDDİNE,

3- )Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile kalan 15,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,

4- )Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 44,25 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5- )Davalı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre belirlenen 2.725,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6- )Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,

7- )Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak 16.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.